V.I.T.R.I.O.L. yani "Visita Interiora (Interiorem) Terræ (Tellus) Rectificando Invenies Occultum (Operae) Lapidem", Türkçesiyle "Dünyanın derinliklerini (içini) ziyaret et, damıtırken (arıtırken) gizli taşı (felsefe taşı'nı) bulacaksın".
Felsefe taşı aydınlanmanın, insanın içinde saklı olan akıl ve bilgeliğin sembolüdür. Simyacıların en büyük amacı felsefe taşını bulmaktır. Bu amaç uğrunda bir çok simya deneyi yürütürler, bir çok maddeyi başka bir maddeye dönüştürmeye, saflaştırmaya çalışırlar ancak bilirler ki dönüştürdükleri, saflaştırdıkları aslında kendi ruhlarıdır. Kendi ruhlarını saflaştırarak felsefe taşını bulurlar, bu taş onlara ölümsüzlüğü verir ve maddeleri de altına çevirir. Ancak buldukları gerçekten fiziki bir taş mıdır? Burada da bir mübalağa vardır; simyacılar sembolik anlamda cehenneme inerek arınmanın sembolü olan ateşle ruhlarını arındırmış, saf bilgeliğe, ışığa ulaşmışlardır. Altın da simyada bilgeliğin sembolüdür. Yani felsefe taşı maddeleri değil aslında simyacının kendisini altına dönüştürür, bilgeliğe, ışığa ulaştırır. V.I.T.R.I.O.L. söylencesinin temel felsefesine göre kişi ateşte arınmadan, cehenneme inmeden, gerçek acıyı tatmadan ve nihayetinde öze dönüşmeden aydınlanamaz. Bu cümledeki yeraltına inme sembolizmiyle belirtilmek istenen, pek çok inisiyatik tradisyonda cehenneme iniş olarak ifade edilen deneyimdir. Bu cümlede simgelenen anlam “arınıp saflaşmak istiyorsan cehenneme iniş deneyimini yaşamalısın” olarak ifade edilir.
Şaman geleneğinde de olan herhangi bir nedenle Gök katlarını aşması gereken bir şamanın önce yeraltı denilen âleme inmesi gerekir, kimse “Yeraltı”na inmeden Göğe çıkamaz. Yeraltı kavramı Grek tradisyonunda, Hades biçimine dönüşmüştür. Şaman inisiye adayının, saflaşması için geçireceği yeraltı alemindeki “organlara ayrılma” deneyimi kimi inisiyasyonlar’da “cehenneme iniş” ifadesiyle, Simya’da ise V.I.T.R.I.O.L. ifadesiyle dile getirilmiştir."
Vitriol yağı yani sülfirik asit; asit insan dokusunu ve altın hariç tüm metalleri aşındırır. Vitriol yağı, simya deneylerinde güçlü bir transfigürasyon aracıdır. Her metalik prensibi yıkar, özü çıkarır ve içlerinde çözünür. Felsefi olarak bunun sadece simyasal deneylerde değil, manevi anlamda da dönüşümün aracısı olduğunu çıkartabiliriz.
V.I.T.R.I.O.L. bir masonun, masonluğa kabul töreni öncesinde alındığı Düşünme Odası'nda, ayrıca bazı uygulamalarda bir ritüelik tablo üzerinde bir döviz şeklinde yer alır.
V.I.T.R.I.O.L. gezegen frekanslarını ve renklerini içeren bir videografi;
Gezegenlerde V.I.T.R.I.O.L.'u heceleme;
V = Satürn = 73
I = Jüpiter = 183
T = Mars = 1157
R = Sol = 32312
I = Venüs = 3539
O = Merkür = 9041
L = Luna = 2177
(Hertz cinsinden ilgili frekansları temsil eden sayılar)
Felsefe taşı aydınlanmanın, insanın içinde saklı olan akıl ve bilgeliğin sembolüdür. Simyacıların en büyük amacı felsefe taşını bulmaktır. Bu amaç uğrunda bir çok simya deneyi yürütürler, bir çok maddeyi başka bir maddeye dönüştürmeye, saflaştırmaya çalışırlar ancak bilirler ki dönüştürdükleri, saflaştırdıkları aslında kendi ruhlarıdır. Kendi ruhlarını saflaştırarak felsefe taşını bulurlar, bu taş onlara ölümsüzlüğü verir ve maddeleri de altına çevirir. Ancak buldukları gerçekten fiziki bir taş mıdır? Burada da bir mübalağa vardır; simyacılar sembolik anlamda cehenneme inerek arınmanın sembolü olan ateşle ruhlarını arındırmış, saf bilgeliğe, ışığa ulaşmışlardır. Altın da simyada bilgeliğin sembolüdür. Yani felsefe taşı maddeleri değil aslında simyacının kendisini altına dönüştürür, bilgeliğe, ışığa ulaştırır. V.I.T.R.I.O.L. söylencesinin temel felsefesine göre kişi ateşte arınmadan, cehenneme inmeden, gerçek acıyı tatmadan ve nihayetinde öze dönüşmeden aydınlanamaz. Bu cümledeki yeraltına inme sembolizmiyle belirtilmek istenen, pek çok inisiyatik tradisyonda cehenneme iniş olarak ifade edilen deneyimdir. Bu cümlede simgelenen anlam “arınıp saflaşmak istiyorsan cehenneme iniş deneyimini yaşamalısın” olarak ifade edilir.
Şaman geleneğinde de olan herhangi bir nedenle Gök katlarını aşması gereken bir şamanın önce yeraltı denilen âleme inmesi gerekir, kimse “Yeraltı”na inmeden Göğe çıkamaz. Yeraltı kavramı Grek tradisyonunda, Hades biçimine dönüşmüştür. Şaman inisiye adayının, saflaşması için geçireceği yeraltı alemindeki “organlara ayrılma” deneyimi kimi inisiyasyonlar’da “cehenneme iniş” ifadesiyle, Simya’da ise V.I.T.R.I.O.L. ifadesiyle dile getirilmiştir."
Vitriol yağı yani sülfirik asit; asit insan dokusunu ve altın hariç tüm metalleri aşındırır. Vitriol yağı, simya deneylerinde güçlü bir transfigürasyon aracıdır. Her metalik prensibi yıkar, özü çıkarır ve içlerinde çözünür. Felsefi olarak bunun sadece simyasal deneylerde değil, manevi anlamda da dönüşümün aracısı olduğunu çıkartabiliriz.
V.I.T.R.I.O.L. bir masonun, masonluğa kabul töreni öncesinde alındığı Düşünme Odası'nda, ayrıca bazı uygulamalarda bir ritüelik tablo üzerinde bir döviz şeklinde yer alır.
V.I.T.R.I.O.L. gezegen frekanslarını ve renklerini içeren bir videografi;
Gezegenlerde V.I.T.R.I.O.L.'u heceleme;
V = Satürn = 73
I = Jüpiter = 183
T = Mars = 1157
R = Sol = 32312
I = Venüs = 3539
O = Merkür = 9041
L = Luna = 2177
(Hertz cinsinden ilgili frekansları temsil eden sayılar)
Simya'nın amacı bütünlüğe ulaşmaksa, bu okült ziyareti, kendimizde görmezden gelip inkar ettiğimiz her şeye bakmak olarak anlıyorum. Kabul edilen ve bilinen, dünyanın bütünlüğünün bulunabileceği yüzeyde yaşayarak değil. Ancak dünyanın iç kısımlarına inerek, bilinmeyen ve unutulmuş olanı bulabiliriz.